Yalıtım Neden Gereklidir?

Yalıtım denince akla ilk gelen uygulama su yalıtımı uygulamaları olsa da, aslında izolasyon ile aynı anlama gelen yalıtım, aslında ses, ısı, yangın, elektrik hatta radyasyon yalıtımı gibi bir çok çeşide sahiptir. Pekiyi Yalıtım Neden Gereklidir?

Yalıtım gerekliliğini anlayabilmek için öncelikle yalıtımın tanımını bilmek gerekir. Kabaca ifade edilecek olursa yalıtım, bir alan veya maddeyi, dış etkenlerden ayırmak anlamına gelir. Örneğin, suyun yapının içerisine girmesini engellemek için yapılan her uygulama yalıtımdır. Benzeri şekilde, ısının yapıdan kaçması veya dışarıdan ısının içeriye girmesinin engellenmesi de, bir yalıtım biçimidir ve buna ısı yalıtımı deriz. Mantolama da bir ısı yalıtım türüdür ve mevcut yalıtım teknolojileri içerisinde en efektif olan uygulamadır.

Yalıtım Ne İşe Yarar?

Tanımından da anlayacağımız gibi, ısı yalıtımı yani mantolama, yapının ısı seviyesinin dramatik değişiklikler göstermesini engeller. Isınan havanın, daha soğuk bir hava katmanı ile karşılaşmaması durumunda soğuması çok daha geç olacak, hatta çoğu zaman neredeyse hiç olmayacaktır. Çok ciddi bir mantolama uygulaması ile bir yapının içerideki elektronik eşyaların ısısı ile dahi belli bir sıcaklığa gelebilmesi mümkün olabilir. Elbette bu dramatik bir örnektir ve bu seviyede bir yalıtım oldukça ciddi bir maliyet gerektirir.

Ancak, en basit mantolama uygulaması dahi, yapıları ısıtmak için kullandığımız enerjinin en az %50 azalmasını sağlar. Kimi yapıların inşasında çok kötü bir projelendirme söz konusu olduğunu da hesaba katarsak bu efektin %90 a kadar ulaşması mümkündür.

Maalesef ülkemizde şehir planlamasından, yapı planlamasına kadar bir çok alanda ciddi eksiklikler mevcuttur. Bizler sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada, uzun zamandır yapılaşmayı oldukça yanlış sürdürüp, çevre dostu olmayan projeler gerçekleştirdik. Elimizde materyal olmasına karşın, mantolama uygulamalarını 2015 yılında zorunlu hale getirdik, ki aslında pek çok için artık çok geçti…

İnşaat Ağaç Düşmanı Değildir

Şehirler maalesef ormanlarla tam ters açıda yer alır ve şehrin olduğu yerde ağaç olmaz genel geçer yaklaşımı dünyanın her yerinde söz konusudur. Oysa bu hiç de gerekli değildir. Zira yaşam alanlarımızı kurduğumuz şehirleri yoğun ormanların içerisinde yapmayarak zaten birinci adımı atmış oluruz. Kaldı ki, zaten dünyanın tamamı ormanlarla kaplı olmadığı gibi bizim coğrafyamız da yoğun ormanlara sahip değil. Örneğin, İstanbul, kuzey ormanları dışında kalan kesimlerinde seyrek koruluk alanlara sahiptir ki, şehir kuzeye doğru gelişmeyerek ormansız alanları işgal etmek suretiyle ormanlara zarar vermeyebilir.

Ancak, maalesef biz böyle yapmadık ve yapmamaya devam ediyoruz. Dünyadaki örneklerine hiç bakmadan ve inovatif fikirler üretmeden, şehrin merkezine en yakın alanda inşa edeceğimiz projeler için ormanları kesmekten hiç imtina etmiyoruz. Yalıtım yapmıyor, yalıtımın ne işe yaradığını ancak kanuni zorunluluklar söz konusu olunca düşünüyoruz. Yalıtım Neden Gereklidir? sorusunu daha önce sormuş muydunuz? Eğer bu konuda bu hassasiyete sahipseniz, nitelikli azınlığın içerisinde yer alıyorsunuz. Ancak maalesef pek çoğumuz bunu merak etmiyoruz. Pekiyi bunu neden yapıyoruz?

Öncelikle kabul etmek gerekir ki, maalesef biz şehir planlama noktasında ezbere çözümleri adet edindiğimizden, gözümüz gerçekleri göremiyor. Türkiye, dünyanın en güzel coğrafyalarından birisi ve her noktasında farklı bir cennete şahit olmak mümkün iken, bizler sanki ülkemiz hiç böyle değilmiş gibi her yeri beton yapmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bunun en net göstergelerini turizm bölgelerinde kolaylıkla görebiliriz. Ormanları yandıktan sonra, yeni nesil inşaat teknolojileri ile yaptığımız muhteşem oteller gerçekten yeterince turizm potansiyeli sağlıyor mu? Hiç düşündük mü bizim ülkemizi ziyaret eden turistler buraya neden geliyor veya geliyordu? Neden 30 yıl önceki Avrupalı ve hatta Amerikalı turist güruhu artık ülkemize gelmiyor?

Dur Diyin!

Maalesef, doğa düşmanı bir inşa stratejisi ile bizi cazip kılan tüm değerlerimizi tarumar ettik. Şehir plancılar, mimarlar ve mühendisler ısrarla bunun bu şekilde yapılmaması gerektiğini haykırırken, müteahhitler maalesef daha fazla kar için bu yöntemde ısrarcı oldular.  Ankara’nın Çankaya sırtlarındaki dik vadilerdeki üzüm bağları yok edilip, bugünlerde bir kilometre mesafenin yarım saatte kat edilebildiği trafiğe sahip şehirleri inşa ettik ki, bu şehirlerde nefes alamıyoruz. Aynı şekilde İstanbul’da pek çok doğal alanı katletmeye de devam ediyoruz. Bu yetmiyormuş gibi yapılarımızı son derece kötü inşa ediyor ve enerji tasarrufu konusunda bilinçli davranmıyoruz.

Gelecek, inovasyon bilincine sahip meslek mensuplarının eseri olacaktır. Bilinçli şehirleşme her şeydir. Lütfen güzel ülkemizi modern bir çehreye kavuştururken, doğayı düşman olarak görmeyelim. İnşaat Ağaç Düşmanı Değildir, modern inşa stratejileri ise aslında doğa ile barışık bir yapılaşmayı mümkün kılmaktadır. Yalıtım Neden Gereklidir? sorusunun cevabı aslında genel olarak bu olguların içerisinde gizlidir.

Mantolama ile Doğayı Koruyun

İstanbul, Ankara, Adıyaman veya İzmir; nerede yaşadığınız hiç fark etmez. Isınmak ve serinlemek için enerji tüketiyor olduğunuz bir gerçek. O halde onu daha az sarf etmek için çalışmalara hemen başlamalısınız.

Biz Kale Yapı Yalıtım olarak, İstanbul Mantolama hizmetlerimiz ile tüm il çapında hizmetler sunuyoruz. En uygun fiyatlarla en kaliteli çözümleri sunuyoruz ki, bizim mantolama İstanbul için hiç sorun değil. Hemen bizimle iletişime geçerek çözümlerimizle tanışın. Yalıtım Neden Gereklidir? sorusuna hala tam olarak cevap alamadıysanız, uzman ekibimiz size detaylı bilgileri ücretsiz keşif sırasında sunacaktır.